Çevre ve finans dünyasından uzmanlar, regeneratif tarım projelerinde yeşil badana (greenwashing) riskine karşı uluslararası standartlar oluşturulması gerektiğini vurguluyor.
Regeneratif tarım son yıllarda hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilirliğe katkı sağlayan bir üretim modeli olarak dikkat çekerken, bu alandaki projelerde şeffaflık ve denetlenebilirlik eksikliği ciddi bir endişe kaynağı haline geldi.
Environmental Finance tarafından organize edilen çevresel finansman konferansında bir araya gelen uzmanlar, regeneratif tarım projelerinde giderek artan bir şekilde “yeşil badana” (greenwashing) riskine dikkat çekti. Konferansta, bazı yatırımcıların ve şirketlerin çevre dostu etiketlerle lanse ettikleri projelerin gerçekte sürdürülebilir kriterleri karşılamadığına dair örnekler paylaşıldı.
Katılımcılar, bu alanın giderek büyümesiyle birlikte uluslararası ölçekte kabul görecek bir standart sistemine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Önerilen standartların; toprak sağlığı, biyoçeşitlilik, karbon tutumu, pestisit kullanımı ve su yönetimi gibi temel kriterler etrafında şekillendirilmesi bekleniyor.
Bu standartlar sayesinde:
- Yatırımcılar daha güvenilir projelere yönlendirilecek,
- Tüketiciler doğru bilgilendirilecek,
- Tarım sektörü küresel ölçekte daha adil ve sürdürülebilir bir çerçevede gelişebilecek.
Ayrıca karbon piyasalarında da bu standartların etkili olabileceği ifade edildi. Regeneratif tarım uygulamalarının sağladığı karbon yutağı potansiyelinin, doğrulanabilir veri ve şeffaf sistemlerle desteklenmesi durumunda karbon kredisi piyasalarında da daha güvenilir bir araç haline gelebileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, bu sürecin sadece çevre için değil, aynı zamanda üreticiler için de uzun vadede pazar güveni ve ekonomik istikrar açısından önem taşıdığını vurguladı.
